31 Ocak 2015 Cumartesi

kitabımı yazacağım

'HAYAT'' acıtsa da kimi zaman canımızı, ağlasak da için için, ''DUALARIMIZ'' var bizim.. Bizi RAB'be yaklaştıran hüznümüze ''EYVALLAH...
Ey tüm güzellikleri yaratan en güzel olan Rabbimiz! Gönüllerimize güzel duygular bahşet. Kötülüklerden de bizleri muhafaza et.
Amiiiiiin..........EY İnsan!
Kazandıkça bölüşemiyorsan, elini sorgula!
Konuştukça kırıcı oluyorsan, dilini sorgula!

Yürüdükçe menzilden uzaklaşıyorsan, yolunu sorgula!
Adaletsizliği gördükçe haklıdan yana olamıyorsan, yönünü sorgula!
Ömür geçtikçe yerinde sayıyorsan, gününü sorgula!
Sevildikçe vefasızlaşıyorsan, gönlünü sorgula!


Hangi hâlde olursan ol, sonunu sorgula... ravza .........
Ne kadar kalbi kırılsa da bir derviş hep şunu der:
Allahım sen yine de herkese iyilik ver.    

 Kırdılar. . .
Sonra gülüşlerimi çaldılar.
Sol göğsümün hemen altında ince bir sızım var.
Bakmayın öyle yüzüme biraz da ağla/yasım var.
Unutulmaya küf tutmuş en hüzzam şarkılar batıyor avuçlarıma.
Açsam ellerimi yağmura, yağmur tuz yağıyor.
Un ufak oluyor düşlerim.
Kaç kez tükenir insan.
Kaç kez ölüp ölüp dirilir.
Dokunsam yalanlara gözlerim kamaşıyor.
Tutmuyor yüreğimden, zul oluyorum kendime.
Zaman beni çalıyor.
Şimdi Ayrılık vakti.
Biraz ahım var, birazda ağla/yasım....

.    Dua etmek için yalnız kalacağın yerleri seç. Ve ettiğin duayı duyabileceğin seviyede seslendir. Önce kulaklarını inandır sözlerine, Bak gözlerine nemleniyorsa, Ve titriyorsa sesin, O zaman duanız değil rabbine güvenin...

ALLAH’ım, nasıI ki kudretinIe geceyi gündüzIe örtüyorsan; bizim de hataIarımızı, günahIarımızı rahmetinIe ört. Rabbim! YuvaIarımıza saadet ver, ömrümüze bereket ver, kazancımızı heIaIinden eyIe! Rızana uygun şekiIde yaşamayı nasip eyIe...
AMİN..

.
Mesnevi 2. Ciltten Notlar...........................
* Nice dualar vardır ki; helak olmanın ta kendisidir. Onun için Allah kabul etmez onları.
* İnsanların çoğu; insan yiyicidir. Selam verseler de pek emin olma.
* Aslan gibi avını kendin avla.Yabancının yaltaklanmasını, akraba desteğini falan unut.
* Kimsesiz olmak; adam olmayanların işve yapmasından daha iyidir...

Kimsenin olmadığı yerde ağla...
Çünkü insanlar Gözyaşlarını bile satarlar................
İki deniz olan gözlerin incilerle dolsun istersen, gam toprağından gözüne sürme çek de ağla...................
Dal, ağlayan buluttan yeşerir. Mum ağladıkça aydınlık artar.........

* Bedene hangi huy galip ise hüküm onundur. Maden içinde altın fazla ise altın sayılır, bakır fazla ise bakır sayılır. Sevabın fazla olsun ki; mümin diye hüküm verilsin.

YA RABBİ ! kalbe isabet edip mahzun eden , bedene dokunup hasta eden , rızka isabet edip eksilten nazardan bizleri koru...
ya RABBİM ! Darmadağan olduk topla bizi toparla bizi..

Yâ Rabbi!..
Bizi, fânî “vakitlerimiz tükenmeden”, “ömür güneşimiz batmadan” intibaha gelenlerden eyle ki, dünyaya dalıp da kendisini bir bardak suda helâk edenlerin pişmanlık dolu âkıbetlerine düşmeyelim!..
Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbim! Hayatımızı ve ölümümüzü sâlih kullarına lutfettiğin bereket, nîmet, ulvî güzellikler ve sana vuslat ile müzeyyen ve mükerrem kıl!..



Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler kör olur. (Hac Suresi, 46)
Kuran’da söz edilen akıl ruhta yaşanan üstün bir özelliktir. Kur’an ayetlerinde ‘akleden kalpler’ ifadesi sıkça geçer. Allah’ın tarif ettiği akıl, beynin bir fonksiyonu olan zekadan farklıdır. Kur’an bize aklın vicdan ile aynı yerde; kalpte bulunduğunu bildirir. Kalpleri körelmiş olanlar ise akledemeyen kişilerdir.
Ve onların kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kuran’da sadece Rabbini “bir ve tek” (ilah olarak) andığın zaman ‘nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler. (İsra Suresi, 46)


Göz, neyi görürse, akıl onun derdine düşüp onunla meşgul oluyor..
Öyleyse, ey göz, güzel bak !..
Sen güzel baktıkça, güzeli gördükçe, kainatın sayfaları açılacak bir bir önüne..
Sen bakmaman gerekenlere baktığında, yorulacak akıl ve kalp. Gayenin önünü toz kaplayacak..
Kulak, işittiği sözleri tekrarlıyor.. İşitilenlerden akla bir yol gidiyor sanki ve gereksiz her söz, o yolda ilerleyip, beyin kıvrımlarında yerini alıyor..


Öyleyse, ey kulağım, kötü şeyler işiteceğini bildiğin yerden kaç.. Gıybet ve dedikoduya kapan..
Aslında hayat her an bitiyor ve her an yeniden doğuyoruz. Her gece giriyoruz karanlık ve uzun bir dehlize. Her sabah ışığın parlaklarıyla yeniden merhaba diyoruz. En büyük gerçeği elimizde olmadan her an göz kırpma aralığında yaşıyoruz.


Mutluluk baki tebessüm sırrını yakalayabilme olmalı.
Üzerimizdeki kefen bezinden gayri hiçbir şeyimiz yok ki bizi sarmalayacak.
Doğarken sardıkları bez kadar saf ve hesapsız anlarda gizlenmiştir mutluluk. Göz kırpma aralığında yaşıyoruz.


Ve sabır
olmasaydı
yeryüzünde
bir gün
kalınabilir miydi
Hayat Kendini Yaşayabilmekti

Tövbe ipiyle sardım kanayan günahlarımı… "Allâhım!
Senin kolaylaştırdığından başka hiç bir kolay yoktur. Sen,
dilediğin
zaman, zor olan şeyi kolay kılarsın."RAHMET Yağmurlarında Islat bizi 


AIIah’ım başIadığımız yeni günde senden hayır diIiyoruz ve bugünün içinde şerIerden sana sığınırız bizIeri doğru yoIundan ayırma. .. Ey rızkIarı üzerine aIan Rabbim! Herkesin rızkını vermeye ancak sen kefiIsin. Bize heIaI rızkIar Iütfet...! AMİN.

Yazık , gençliğin defteri dürüldü gitti!
Hayatın o taze baharı güz oldu gitti!
Adına gençlik denilen şey var ya,
Anlamadım ki; ne zaman geldi, ne zaman gitti!?
Tertemiz geldik yokluktan kirlendik;
Sevinçle geldik dünyaya, dertlenik.
Ağladık, sızladık, yandık, yakındık:
Yele verdik ömrü, toz olup gittik....sami gürler 

O güzel nerdedir ki bir gün çirkinleşmenin acısını çekmesin? Yıkılıp üst olmayan tavan var mı? ...Mesneviden.


Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) gücünün zirvesinde olmasına rağmen intikam yerine bağışlamayı seçerek insanların kalplerini İslam’a açmıştır. 'Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz.' Emrini vermişlerdir.
Kan dökülmeden gerçekleştirilen bu fetih merhamet ve adaletin zirve noktasıdır. Bu fetih sadece bir zafer değildir. Zulümden adalete, karanlıktan aydınlığa kavuşmanın simgesidir.
Fetih sonrasında peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) Kâbe’de ilk hutbesini vermiş;
'Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok. Allah, sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. [Yusuf Suresi] 92).' Gidiniz; sizler serbestsiniz. Diyerek bütün dünyaya müsamaha ve insan hakları dersi vermiştir.
Bu duygu ve düşüncelerle başta İslam dünyası olmak üzere yeryüzünde yaşanan bütün zulümlerin, adaletsizliklerin, gözyaşının son bulmasını diler, Mekke’nin fethinin yıldönümünü kutlarım."Bu gece Mekkenin fethi. Efendimizi hasretle hatırlıyoruz. 2015 yılı da sevgi, barış ve müslümanların uyanmasına şahitlik yapar inşaALLAH...



 gece
Her şeyi unutturuyor kötülüğü bile
Her şeyi siliyor utancı bile

Sair bile diyor ki : 
"İşte simdi ruhum istirahat içinde
Sessizlik sakinlik saflık
Karanlık içinde kaybolan kötülük
Kapanan gözlerde uyanan düşler"
Gece yeni bir umudun heyecanı
Doğacak olan çocukların
Hayatin en derin yaşandığı vakit
Çünkü gece 
Düşler hayaller şiirler hayatlar doğuyor
Gece böyle  umut dolu....

Harika bir yıldı! Bunun parçası olduğunuz için teşekkürler...YÜCE RAB’BİM..! Omuzumuzdɑ oncɑ GÜNAH yüküyIe, sɑnɑ ɑçtık ELLERİMİZİ..! Derinden bir OF değiI, yürekten bir AF diIiyoruz..!........ Allâhım!Senin kolaylaştırdığından başka hiç bir kolay yoktur. Sen,dilediğin zaman, zor olan şeyi kolay kılarsın."RAHMET Yağmurlarında Islat bizi ,AMİN.

Ey Rabbim ! Bize günahlarımızdan temizlenecek sebepler ver.. Gözlerimizi kapatan perdeleri kaldır, nurunla doldur yüreklerimizi..Bizlere Seni Hatırlatan Haller, Seni Anlatan Diller, Sevginle Dolup Taşan Aydınlık Kalpler VER 


Bazen insan düşünüyor.
Dışarıda selam veremeyeceğin insanlarla, bakıyorsun bir araya gelmişsin.
birde tersinden bakıyorsun devamlı beraber olduğun insanlarla, selam vermez duruma gelebiliyorsunuz. Bunun ilacı "ne oldum değil, ne olacağım" da saklı olsa gerek. En yakınınız, sırdaşınız (dahi)  olsa paylaşılması gerekenleri, gereken kadar paylaşmakta fayda var. Yağ bozuldu mu? zehir oluyor. O'da öldürüyor, maalesef.
"Meşveret ve şuura dairesinde hattı vasatta hareket ederek hayata yön vermek en doğrusu"ravza


Bazı (üzerine yük bindirmiş) hamallar, O yüke alıştıkları için; yükü götürmesi gereken yere vardığında, üzerindeki yükü bırakmaktan imtina edermiş, çekinirmiş. Sadece o yükü kendisi kaldırabileceğine, taşıyabileceğine inandırmış kendini. Ahmak bilmiyor ki, yükün sahibi var. taşıyacağın yere getirmişsin. Bırak sahibine gereğini sahibi yapsın...ravza   
.
  1. Yüksek olmayan bir sesle, yalnız başına için için dua et.
    (A'raf suresi, 55) (A’raf suresi, 205)
  2. Allah’ın varlığını hissederek her halinde dua et
    (Nisa suresi, 103)




goz yaşının görevi   Hiç denedin mi bir gece vakti kalemi eline alıp yaşadığın duyguları yazmayı?
Gecenin karanlığı hüzünlerinin üzerine çöktüğünde ya da ne bileyim hüzünlerin gecenin üzerine baskın yaptığında aynı duyguları paylaşacağın kimse olmuyor ya, işte o zaman bir kalem ve bir kâğıt ne kadar da vefalı dost oluyor insana....bilirmisin



Kalem senin yerine gözyaşı dökecek kadar duygulanıyor!.. Kâğıt ise, bir tarla gibi dertlerinin tohumlarını yeşertmeye can atıyor!....
Hangi dost bunca fedakârlığa katlanabilir ki!



Bu gece yine göz pınarlarımdan akan gözyaşlarım kalemimden gönül tarlama süzüyor… Kim bilir acıların aktığı tarladan nasıl tatlı meyveler elde edilecektir?!
Neden bu gece kağıt ve kaleme ihtiyaç duydum ki yine...!



Belki gecenin karanlığındaki yalnızlığım itti bu sığınmaya, ve duaya



Ya da göğsündeki zulüm yarasıyla inleyen.. gözyaşları gürültüler içinde kaybolan ve  “yalnız”ın yanında olduğum için yalvarıyorum kağıt ve kalemele  rabbime..



Hani acı bir zulme uğramış birinin yüzüne düşen iz, en güzel giysiler giyse de, yüzünden hiç silinmiyor y,,, işte şimdi yanı başımda duran bir iz vardır, izi silinmişlerin içinde! Ama bu acı iz, hiç silinmemiş asırlardır ve öylece acı acı bakıyor, donuk bakanların yüzün,,,,bazen..duamla cevabınm olur 



Feryatlarım gözyaşına dönüşüyor… Hıçkırıklar içinde hüzün evime/beyt’ül-ahzana sığınınıyorum

 Ağlarsın, gözyaşların akar… Kızıl gülün kanına karışır ve kanla karışık gözyaşınla abdest alırsın. Oturursun aşk seccadesine ve yönelirsin büyük aşkın doğduğu kıbleye…


O zaman yalnızlığı doyasıya yaşarsın… Yalnız olursun, bir olursun ve tek olursun…
Artık ikilik yoktur… Tek bir şey vardır ve tüm şeyler o Tek içindir seni, o Tek’e götüren sırat-ı müstakimdir.

O Zehra’dır; yüzünde, kolunda ve göğsünde aşkın madalyasını taşıyan.
O Zehra’dır; riya seccadesinde kılınan namazlara ret mührü vuran.
O, “Tek” olanın rıza ve gazap mizanı ve habibinin Ümmü Ebiha’sıdır.


O, acılara mana katan, gözyaşlarına kutsiyet veren, aşk ehline kıble kılavuzu olan 
O, Medine’nin mahzun bakışlı gözü, zemzemin çağlayan pınarı, Ali’nin kuyulara anlattığı yalnızlık öyküleridir.


O, yüzünde zulmün kahredici izlerini günümüze taşıyan, mazlumiyetin simgesi, zalimlerin hesap vereceği günün kahhar adıdır.


O, yeşil sarayların taç ve tahtlarını yıkan Musa’nın asası, Hasan’ın anasıdır.
O, aşk minası Kerbelâ’da, izzetli ölümü seçen; aşk, kan, gözyaşı veferyatlari  yoğrulmuş olan Hüseyn’in öğretmeni, esarette özgürlüğü yaşayan ve öğreten Zeyneb’in hocasıdır.

 kayıp gözyaşıdir  bulabilirsen 

1 yorum :

  1. Ne ince yoldur şu insan sevmesi;
    Doğduğuna kim ağlayası öldüğüne kim gülesi!

    YanıtlaSil

ani insan aglamak ister, gözlerinden yaş gelmez ! Hani gülmek ister, yürekten gülmez ! Hani birini bekler o hic gelmez ! İşte o zaman ölmek isterde ecel gelmez!